Bugün bir çoğumuz, kontrolsüzce tükettiğimiz gıdaların içindeki tarımsal ilaç atıklarının, gdo'ların vücudumuzda birikmesinden ve fazla yediklerimizin yağ olarak depo edilmesinden dolayı hastalıklarla boğuşuyoruz. Kronik hastalıklar, kalp yetmezliği, diyabet...vs almış başını gidiyor. Modern tedavi yöntemleri ise yalnızca hastalıkların semptomlarını gidermeye yarıyor. Uzun vadede şifalanmak için modern tıp tek başına yeterli gelmiyor.
Bedenimizi bu hastalıklardan, daha doğrusu hastalıklara neden olan toksinlerden, ağır metal kalıntılarından temizlemenin yolu nedir o halde?
Tabi ki onu arındırmak, yani yememek.
Vücudun kendini temizlemesi ve yaşam gücünü yeniden oluşturması için
en etkili yöntem oruç.
"Yemekten kaçınmak, vücudun doğuştan sahip olduğu detoks mekanizmalarının tam kapasite aktive olmasını ve bağışıklık tepkisinin yüksek vitese geçmesini sağlar." diyor Daniel Reid. Oruç tuttuğunuzda, normalde vücudun sindirim için harcadığı enerji, sindirim sistemi hiç atık üretmediği için, 'hastalıkları sindirmek' için kullanılır, diye de ekliyor. Yine orucun aynı zamanda büyüme hormonunu tetiklediğini ve bu hormonun tüm vücudu dolaşarak hasarlı dokuları onardığını, hayati fonksiyonları canlandırdığını ve tüm sistemi gençleştirdiğini söylüyor "Detoks" kitabının yazarı.
Ruh ve zihin iyiliği, beden iyiliğinden geçer.
Eski bilgeler; kirli kan ve dokuların, vücutta hastalıkların ve bozulmanın gelişimi için uygun ortam sağlamakla kalmayıp aynı zamanda insan ruhunun ve zihnin de bozulmasına yol açtığını söylerler. Onlar, insan bedeni ile zihninin ve ruhunun durumları arasında ayrılmaz bir bağlantı olduğunu çok öncelerden fark etmişler. Bu yüzden ruhsal gelişimin ilk adımı olarak, yine vücudun arındırılmasını gerekli görmüşler. Vücudun arındırılması içinse orucu önermişler.
Batı medeniyetinin temellerini atan flozoflardan Platon, Aristoteles ve diğer Yunanlı flozoflar fiziksel sağlıklarını iyileştirmek ve zihinsel güçlerini artırmak için düzenli olarak oruç tutarlarmış. Pisagor, derslerine girmeden önce tüm kıdemli öğrencilerinin 40 gün boyunca, vücutlarını ve zihinlerini arındırmak için oruç tutmalarını şart koşarlarmış.
Oruç birçok inanışta önerilmiştir.
Hindu yogiler, Budist keşişler, ve Taoist münzeviler binlerce yıldır canlılıklarını geliştirmek ve hayatlarını uzatmak için oruçtan yararlanmışlar.
Hristiyanlık inancına göre, Hz İsa şöyle buyurmuştur: "Kendinizi yenileyin ve oruç tutun. Ormanın ve tarlaların temiz havasını arayın ve orada onların orta yerinde havanın meleğini bulacaksınız." Biz müslümanların inancına göre ise, oruç tutmak yine sıhhat bulmaya vesiledir. Hatırlayınız şu hadis-i şerifi: "Oruç tutunuz ki sıhhat bulasanız."
Yunan yazarlardan Plutarkhos ise: " İlaç yerine bir gün oruç tutun." der. Bugün birçok hekim de, kanser hastalarının tedavisi için 40 günlük oruç programları önermeye başladı.
Sizler de; çeşitli sağlıklı yaşam kitaplarında, medyada bu konunun önemine dikkat çekmeye çalışan hekimlere kulak verin. Adına ister fasting, ister detoks, ister oruç diyin ama mutlaka vücudunuza bu iyiliği yapın. Bedenen, ruhen ve zihnen tam bir arınma ve iyiliğe erişmek dileğiyle...