25 Ocak 2017 Çarşamba

İHTİYAÇLI TOPLUM

İhtiyaçlarımızın aslında üretimin ürünü olduğunun farkında mısınız? 

   Her birimiz günlük alışverişimizden lüks tüketimimize, ev yaşantımızdan eğlence hayatımıza, spor yapma, beslenme ve dinlenme biçimlerimize varıncaya kadar tam bir tüketim çılgınlığı yaşıyoruz. Nedeni elbette içinde bulunduğumuz sistem.

   Malumunuz dört bir yanımız tüketim nesneleriyle kuşatılmış durumda. Bu üretim bolluğu aynı zamanda ihtiyaç bolluğunu da beraberinde getiriyor haliyle. Çünkü günümüz tüketim toplumunda, illüzyon 'ihtiyaç' kavramı üzerinden sağlanıyor.

   Üreticiler; bizlere neyi, nasıl, nerede ve ne zaman tüketeceğini öğretir ve bizi tüketime alıştırır. Bazen doğrudan fakat sıklıkla subliminal yollarla ihtiyaçlarımız tayin edilir. Özünde sadece istekten ibaret olan nesneler zaruri ihtiyaçlarımızmış gibi çoğumuzca kabul edilir. Piyasanın sahip olmamızı istediği bu algı, elbette ki medya eliyle ustaca inşa edilir.

Medya gerçeği değil, gerçeğin baş döndürücü halini sunar.

   İşte bu metalaşma kültürü içinde medya; izleyicinin/dinleyicinin aklını, türlü türlü oyunlarla ürünleri alması için çelmeyi amaçlar. Bazen olmadık değerler yaratarak, bazen değerleri dönüştürerek, bazense bilinçaltı yöntemlerle seçimlerimizi kontrol altına alır. Sonuç olarak medya, henüz yeni aldığımız ürününün bir üst segmentini derhal ihtiyacımız haline getirmeyi iyi bilir.

Malların 'kullanım değeri' yok, 'gösteriş değeri' var.

   Farkettiniz mi, artık reklamlar ürünlerin kullanışlılığından, işlevinden daha çok; bize sağlayacağı duygusal yararlardan, iyi hislerden bahseder oldu. Nedeni basit. Çünkü aynı fonksiyona sahip yüzlerce ürün mevcut piyasada. Sayıca bu bolluğun bize parasal anlamda sağlaması gereken avantaj, yine sermayenin lehine olacak şekilde, ‘malların gösteriş değeri’ yaratılarak dönüştürüldü.  

   Alım gücü yüksek olan - aynı kalitede dahi olsa- alım gücü olmayanla aynı ürünlere sahip olmaktan hoşlanmadı. Reklamcılar bu durumu iyi analiz etti ve malların gösteriş değeri üzerinden bizleri maniple etmeye başladı. Böylece, maddi zenginliği olan, çok para verebiliyor olduğunu; prestij sağlamak isteyenler, lüks marka etiketlerini göstermek için ‘gösterge’ değeri olan malları tercih etmeye yöneldi. Ve bu sayede birçoğumuz kullanım değerine sahip olan mallara sahip olsak da her gün süslü argümanlarla aklımızı alan ürünlerin, gösterge değerine sahip olmak için sayısız ihtiyaç sahibi olduk. 

İhtiyaçlı toplum olduk!


   Hülasa bu yeni düzen, tüketim üzerine geliştirilen söylemler yoluyla sağlanan yeniden anlamlandırma ve sürekli ihtiyaçlar doğurma düzenidir.

2 yorum:

  1. Doğru
    Dokuz köyden kovulacağız demekki
    İhtiyaçların reklam edilmediği
    Üretimin reklam edildiği bi piyasada
    Başkaca bir şans yokki...
    Artık sütten geçtik
    Yoğurdu üfleyerek yemeliyiz ...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ✅ Uyanık olacağız. Uzmanlar bir alışverişi gerçekleştirmeden önce kendimize 20 dakikalik bir düşünme süresi tanımamızı öneriyor. İşte bu süre, almak istediğimizin 'ihtiyaç' mı, yoksa 'istek' mi olduğunu anlamamız için.

      Sil