12 Haziran 2016 Pazar

SON MODA MUTLULUK

Yeni trendleri giyim kuşamımızdan, konuşma şeklimize, bulunduğumuz mekânlardan oturduğumuz mobilyalara varana kadar hayatımızın birçok yerinde dikkatle takip ederek hayatımıza uyguluyoruz. Uygulama noktasında da hiç olmadığımız kadar titizlik gösteriyoruz.

Moda olan bir şarkıdan bi haber olmaktan, demode giyinmekten yılandan korkar gibi korkuyoruz. Ola ki es kaza birileri tarafından demode olan bir şeyi tercih etmekle suçlanıyorsak vay halimize! Moda olanın üzerimizde olan baskısı bizi toplumdan dışlanma korkusuna öylesine mahkûm etmiş durumda ki modanın girdabının içine maddi manevi sürükleniyor ve o girdapta hızla savruluyoruz.  Peki moda olanı uygulama durumu için neden mi savruluyoruz, sürükleniyoruz tabirlerini kullanıyorum? Çünkü modanın dayattıkları dışında kalan, kendimize ait güzellikleri görmezden geliyoruz. Değerlerimizi ve kendimize olan inancımızı savuruyor ve böylece savruluyoruz. Moda olanı giymezsek güzel olamazmışız gibi lanse ediliyor ve biz de bu güzelliğin kölesi olarak yaşıyoruz.

Reklamların dayattığı moda kültürü isteklerimizi ihtiyaç haline getirmeyi öyle iyi beceriyor ki hava gibi su gibi arıyoruz bize dayatılan emtiaları. Olmazsa olmazlarımız arasına koyuyoruz ve bu yüzden moda olanı almak için canla başla çalışıyoruz. Çünkü mutluluğun tek şartını; moda olanı giymek, o son model arabayı kullanmak, en son tasarım mobilyalarda oturmak sanıyoruz. Ya da öyle sanmamızı sağlıyorlar…

Mutluluğun ölçütünü bunlara sahip olmak sandığımız için ailemizden ve hatta kendimizden ödün vererek gece gündüz demeden çalışıyoruz. Ve nihayet çalışma azmimiz sonucu elde ediyoruz mutluluğu! Ta ki satın aldığımız mutluluk demode olup yeni moda olanı almamız dayatılana kadar…
Çalışarak moda olanı alıyormuşuz gibi anlatıyorum ama mutluluğun satın alma yolu olarak daha acı bir yöntemi daha var aslında. Nedir mi o? Tabi ki taksitli alım…
Sürekli üreten, ürettiğini pazarlamak için ürettiği mal ya da hizmete olmadık anlamlar yükleyerek ihtiyaç haline getirenler sağ olsun, bizleri düşünerek(!) mutluluğu satın almamızı kolaylaştıracak taksit yöntemini de üretmişler. Ancak alıcının taksitler bitmeden elindekinin demode olacağını hesaba katmayacağını da iyi bilmişler.

Birileri yeni mal ya da hizmeti bizim için üretirken biz sadece tüketiyor muyuz peki? Elbette hayır! Bizler de gerçek mutluluğumuzu tüketiyoruz. Bizler de ailemize ve kendimize ayırmamız gereken vakti moda olanı satın alabilmek için çalışmakla harcıyoruz. Harcarken harcanıyoruz… Peki çözümü nedir mi?


Unutmayın bizler özümüzle değerliyiz;  giydiklerimizin markasıyla, modasıyla, kullandığımız son model arabalarla değil… Gerçekte sizi mutlu edecek olansa satın aldıklarınızla elde ettiğiniz mutluluk değil, özünüzdeki değeri açığa çıkardığınızda elde ettiğiniz mutluluktur. Üstelik bunun takside de bedel ödemeye de ihtiyacı yoktur. Sadece gereken biraz daha bilinçli ve duyarlı olmaktır …  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder