10 Ağustos 2016 Çarşamba

MEDYA SATTIRIR…

Medya anlamlandırma failidir…

İnsan anlamını arar, öyleyse medya her şeydir.

Tamam abartmayalım her şey değilse bile çok şeydir.


1) Mesela ihtiyaçları tayin edendir. Kırmızı renk 30 tane pabucun olsa bile kırmızının bilmem ne tonu 31 inciye ihtiyacın olduğuna inandırır ve sattırır. Dolabında olmazsa seni ayağı çıplak geziyorsun sandırır.



2) Mesela yaşam stilinin nasıl olması gerektiğini öğretir. Güne iyi bir başlangıç için ‘Starbucks uzmanlığında kavrulmuş’  (Çünkü, bu bir sanattır ve her şeyin ötesinde yoğun bir tat deneyimini vurgulayan bir kavurma felsefesidir !!!)  bir kahve içmenin lüzumunu hissettirir ve o kahveyi sattırır.

Not: Medya TV den ibaret değildir. TV de Starbucks reklamı görmüyor olmanız onun pazarlamasının medya eliyle yapılmadığı anlamına gelmez. Öyle ya da böyle Starbucks medya eliyle anlamını konuşlandırır ve sattırır.

Devam edelim…



3) Mesela aynı ürünün ambalajını/ kokusunu/ bilmem ne bitki özünü değiştirip daha kaliteli sandırıp, faiş fiyatlara sattırır. İşlevi aynıdır fakat kalitelerini farklı sandırır ve sattırır. Diş macunlarının, şampuan ve el kremlerinin aynı marka altında yüzlerce çeşidinin üretilmesi ve her birinin de kendince alıcı bulması bundandır.




4) Sana verebileceğinden daha fazlasını vaad edendir. Yiyeceğin bir dondurmadan ibaretken, Magnum: ‘Haz peşindeysen’ hadi gel der.  ‘İçindeki seni keşfet’ diyerek sana kendini dondurma yiyerek keşfedebilme olanağı sunar. (Büyük lütuf!)



5) Seni anılarından, çocukluğundan, en duygusal yanından vurur. Ağlatır ve sattırır. Kullanacağın bir telefon hattıdır iletişim kurmanı sağlar ama o seni askerdeyken annene, tüneldeyken sevgiline sorunsuz bağlatır ve ağlatır. Ağlattıkça sattırır.

Turkcell gelin ve babası reklamı

Velhasılı dedim ya medya sattırır...

Dip Not: Medya yalnızca ürün değil; değer satar, kimlik satar, kültür satar…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder